29 Mayıs 2015 Cuma

Abra Kadabra

Kahramanımız uyandı. Gerinerek kalkarken yatağında karanlık güne söylendi biraz. Bu kadar da yağmur mu yağardı canım?! Günlerdir dur durak bilmeden yağmıştı resmen. Tam da kendini sabah koşusuna bu kadar şartlamışken sırası mıydı şimdi bu kadar yağmurun. Terliklerini aradı, bulamadı. Bir küfür de oraya savurdu. Ah şu köpeği yok mu. Şimdi horlayarak yatıyor yatağında. Kim bilir nerede parçaladı terliğin tekini. Hızlıca giyindi ve attı kendini dışarı. Malum işe yetişmek için koşabileceği sadece yarım saati vardı. Yağmur damlaları çarptı yüzüne soğuk sabah rüzgarıyla birlikte. Ve gelsin bir küfür daha... Yok yok bu sabah kesin tersinden kalkmıştı.

Başladı hafif hafif koşmaya. Yanından geçen insanlar sanki ona mı bakıyordu ne? Nesine bakacaklarmış ki onun?! Güzel güzel koşuyordu işte. Saat ilerledikçe sokaktaki insan sayısı arttı ve sayı arttıkça insanların bakışları artık iyiden iyiye üzerindeydi. Daha fazla dayanamadı. Geri koştu eve ve ilk bulduğu aynanın önüne attı kendini. Görükleri karşısında şok olmuştu! Güzel çillerinin yerini bir şeyler almıştı sanki???  Bu olsa olsa bir tür alerji olmalıydı. Siyah renkli enlemesine giden inişli çıkışlı çizgiler.Daha yakından baktı ve ilk kelimeyi seçti gözleri: "offf"
Korkudan büyümüş gözleri yanaklarına kaydı ve bu sefer bir cümle çarptı gözüne: "bu kadar da yağmur mu yağarmış!" ve bir cümle daha "aptal köpek yine terliklerimi yemiş!".

Dehşete kapılmış bir haldeydi. Sabah söylediği her şey tüm yüzüne kazınmıştı sanki. Banyoya koştu. Yüzüne su çarptı, sabunladı, ovaladı. Ama bu yazıların sadece daha da kırmızı bir fonda görünmesine neden oluyordu.

Devamı gelecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder